WEB TV
Konya

Üretim ve Üreticinin Yüzyılı Ulusal Süt Çalıştayı

T.C Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü ile Ulusal Süt Konseyi’nin iş birliğinde organize edilen ‘’ Üretim ve Üreticinin Yüzyılı Ulus...

Üretim ve Üreticinin Yüzyılı Ulusal Süt Çalıştayı

HEM EDİP, HEM YILDIZ

HEM,EDİP,,HEM,YILDIZ  

8 Mart 2015 Pazar günü yapılan Konya DSYB Genel Kurulunda güven tazeleyerek yeniden başkanlığa seçilen Edip Yıldız, salonda bulunan her 100 kişiden 72’sinin oyunu alarak büyük bir başarıya imza attı. 

Yazıma ‘Birliğin Ayak Sesleri’ başlığını atmayı düşünürken, Edip Başkan’ın hakkını teslim etmeli önce, diyerek karar değiştirdim. Salondaki atmosferi, kendisine gösterilen ilgi, sevgi ve güveni gördükten sonra fikrim netleşmişti. Nerden başlamalı diye düşünürken; onun başarıyı taçlandıran, temsil ettiği makama yakışan bir adı var, öyleyse söze oradan başlamalı demiştim. Edip; hem edebi eser veren kimse, hem de edepli, terbiyeli ve saygılı kimse anlamlarını içinde barındıran bir isim. Ve öyle, tıpkı tarif edildiği gibi bir adam Edip Yıldız; edepli, terbiyeli ve mütevazı…

Hiç unutmadım, bundan tam dört yıl öncesi ilk seçimi kazandığında hayırlı olsun demeye tebrike gitmiştim. Sohbetin bir yerinde, masasında duran bir kartviziti gösterip: “Makam, Mevki, Unvan; hepsi gelip geçici abi, şu kartvizitin üzerindeki ismin üstünde ve altında yazan unvanı kaldır, ne kalır? Neticede çobanız hepimiz, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi unutmamalıyız…” demiş, gönlümüzde ilk köşkü kurmuştu. 

Övgüler yağdırmak belki onu rahatsız edecek biliyorum ama biz de içimizden gelen samimi duygularımızı paylaşmaya çalışıyoruz. Niçin böyle düşündüğümüzün de elbette bir açıklaması olmalı ve savunduğumuz değerlerin içini doldurmalıyız. Onu ve temsil ettiği camiayı, daha doğrusu o büyük aileyi tanıyorum çünkü. O büyük aile fotoğrafının içinde yetiştiricilerimiz var; mühendis, hekim var, teknisyen var. Çobanından çırağına, hayvan bakıcısına kadar hane halkının tümü var. Ve birbirleriyle öyle iç içedirler ki; birlikte nefes alıp verir, birlikte ağlar birlikte gülerler desem yeridir. 

Önce şu tespiti yapmalıyım değerli okuyucular; hayvancılık zor zanaattır, meşakkatli ve çileli meslektir. Bu sektörden rızkını kazananlar için ön şarttır; en başında hayvanları seveceksin, akarına kokarına alışacak, zorluklarına katlanacaksın.

Ömrünün yarısı ahırlarda hayvanın yemi, suyu, bakımı temizliği, doğumu, sağımı gibi işlerle uğraşırken geçecek. Bir tek kostüme alışacak, lastik çizme ve iş tulumundan bıkmayacaksın. Bir doğumda kaç defa uykusuz kalıp hayvanın başucunda sabahlayacaksın Allah bilir…

İşte bu zorluklara katlananlar, işine ibadet gözüyle bakanlar sayesinde soframızda et var, peynir var, yoğurt var. Çocuğumuzun önünde bir bardak süt var. Çalışan, üretenler bu yüzden başımızın tacı. Eğer bir sıralama yapılsa, bu ülkenin en helal kazancı kimin diye; ben tereddütsüz hayvancılık yapanları başa yazarım…

Sözü buradan birliklere getirmek istediğim için konuyu geniş tutuyorum, çünkü birlikler her alanda olduğu gibi hayvancılığımızın da kurtuluşu ve sigortasıdır benim gözümde. Oralar iyi yönetilmeli, içindekiler kıymetini bilmelidir.

Bildiklerini de gösterdiler zaten. Salonu hınca hınç doldurdular, birliklerine sahip çıktıklarını gösterdiler. En çok sevindiğim de salonda genç yaşlı birçok kadın üyenin varlığıydı. Çok güzel bir tevafukla genel kurulun ‘Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelmesi veya getirilmesi çok anlamlıydı.

Bir işe kadın eli değerse zaten orada başarı vardır, üretim vardır, netice vardır. O gün yaşını başını almış annelerimiz, kadınlarımız kızlarımız gelip onurlandırdıkları salonda genel kurula renk kattılar, oy kullanıp görevlerini yaptılar.

Bu birliğin yol hikâyesini bilenlerdenim. Ne zor şartlarda kurulup emekleye emekleye bu günlere gelişini; sonra göstere göstere zirveye kurulup, ülkemizin en büyük damızlık birliği olarak kendini saydırması hepimize gurur vesilesi olmuştur.

Bu kadar zaman diliminde kat edilen mesafelere bakıldığında, ortada bir dünya rekoru var bence. 13 bin üyeyi aşan bu büyük aileye artık kimse yan bakamaz. Artık Türkiye’de hayvancılığın kadim başkenti de belirlenmiş oldu. Geçmiş zor dönemlerde buralara emek sarf edip bu günlere getirenleri de unuttuk sanmayın; Allah razı olsun hepsinden, onlara minnet ve şükran borcumuz var...

Asıl önemli olanı bundan sonrasıdır. Görebildiğim, Edip Başkan’ın uyumlu genç dinamik bir ekibi ve geleceği planlayan iyi bir kadrosu var. Önlerine koydukları hedeflere ulaşmak demek, kendi etimizin kendi sütümüzün soframızdaki yerini sağlamlaştırması demektir. Ülke hayvancılığı için, Konya hayvancılığı için size inanan, arkanızda duran kitle üstüne düşeni yaparak büyük teveccüh gösterdi Edip Başkan. Lüzum yok bir şey söylemeye; ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz diyen ataların söylemiyle bitirirken, yaşça büyüğün olarak hatırlatmayı kendime hak görüyorum: Yücelerde yer tutanların işi daha zordur, Allah yar ve yardımcın olsun, yıldızın parlasın kardeşim…